Normal şartlarda sabah uyandığınızda ve gün içinde enerjik olmalı, akşamları ise günün yorgunluğu sebebiyle bitkin olmalısınız öyle değil mi? Ama genellikle böyle olmuyor!
Gelin bu tersliğin sebeplerine bakalım.
Aslında bu problem, sirkadiyen ritmin bozulması nedeniyle ortaya çıkar.
Hepimizin uyumamız ve uyanmamız gerektiği zamanı bize söyleyen bir iç alarm vardır. Bu iç saate, sirkadiyen ritim denir ve bu ritim, 24 saatliktir. Aynı zamanda vücudun ve zihnin, uyanıklık ve yorgunluk arasında dalgalanmasına yardımcı olur.
Nihayetinde vücudumuz, günün her saatinde çalışamaz. Dinlemek ve günün gerginliğinden kurtulmak için zamana ihtiyacı vardır.
Öte yandan beynin birkaç bölümü ve özellikle hipotalamus, sirkadiyen ritmi kontrol eder.
Hipotalamusun SCN ismi verilen küçük bir bölümü, tıpkı günün saati gibi çevreden girdi alır. Daha sonra SCN, beynin farklı bölümlerine belirli hormonları salmaları veya salmamaları için sinyaller gönderir.
Hormonlar ve miktarları da gün boyunca değişiklik gösterir. Örneğin melatonin, günün sonuna doğru salgılanan ve uyku hali yaratan bir hormondur. Vücut sadece güneşin battığını algıladığında salgılanır.
Yine stres hormonu olan kortizol da sirkadiyen ritmin bir parçasıdır. Kortizol seviyesi uyandığınızda artmaya başlar ve günün sonuna doğru düşer.
Kısaca bazı sebeplerden dolayı sirkadiyen ritmin bozulması tuhaf şekilde gün boyu yorgun, geceleri ise enerjik hissetmenize sebep olur. Elbette tüm bunlar, hormonların durumu ile şekillenir.